Bilimsel çalışmalar ölçülebilir sonuçları olan gözlem ve deneyler yoluyla bilgi birikimini artırmak amacıyla yürütülür. Bilimsel çalışmalar sonucunda birbiriyle çelişiyor gibi görünen bulgular elde edilebilir. Bunun nedeni çoğunlukla izlenen yolun, incelenen örneklerin ve sonuçları yorumlayanların farklı olmasından kaynaklanır.
Bir konuda bilimsel kanıt yığını arttıkça farklı bulgular arasındaki ayrım netleşir, bu ayrımın dayandığı nedenler ortaya çıkar. Bilimde mutlak doğrudan bahsedilemese de, bir konuda ortaya koyulan kanıt miktarı arttıkça o konuda daha net ve muhtemelen daha doğru bir yargıya varılmaya başlanabilir.
Gıdalar konusundaki bilimsel çalışmalarla ilgili durum da bundan ibarettir. Çocukluğumuzda bir gıda hakkında öğretilen bir bilginin tam tersi bugün çocuklarımıza öğretiliyor olabilir. Bilim kendini yeniler ve geliştirir. Günümüzün girift dünyasında bir bilim dalı, başka dallardaki gelişmeleri kullanarak verilerini güncelleyebilir.
Bilim dosdoğru bir yolda ilerlemez. Bir konu ile ilgili gerçeklere uzanan yolda ilerlerken kimi zaman farklı yerlere çıkılabilir, çıkmaz sokaklara girilebilir. Bir konuda kesinliğinden neredeyse emin olunan bir bulgu, aslında çok daha büyük ve farklı, genel bir olgunun istisnai, küçük bir parçasını bize gösteriyor olabilir.
Bilim okuryazarlığı
Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi bilim okur yazarlığını şöyle tanımlıyor:
Bilimsel okuryazarlık kişinin günlük olaylar karşısındaki merakından ortaya çıkan sorular sorabilmesi veya bunlara cevap verebilmesi demektir. Bu, kişinin doğal olayları tanımlama, açıklama ve öngörme yetisi olduğu anlamına gelir. Bilim okuryazarlığı, popüler medyada yer alan bilimle ilgili yazıları anlayarak okuma ve varılan sonuçların geçerliliği hakkında topluluk içerisinde konuşabilme yetisini kapsar. Bilimsel okuryazarlık, kişinin ulusal ve yerel kararların altında yatan bilimsel konuları tanımlayabilmesini, bilimsel ve teknolojik açıdan bilgili görüşler ifade edebilmesini gerektirir. Okuryazar bir kişi, kaynağını ve elde edilirken kullanılan metotları temel alarak bilimsel bilginin kalitesini değerlendirebilmelidir. Bilimsel okuryazarlık ayrıca kanıta dayalı argümanlar ortaya koyma, bunları değerlendirme ve bu argümanlardan uygun çıkarımlara ulaşabilmeyi de gerektirir.
Toplumumuzda bu konuda belirgin bir eksiklik olduğu söylenebilir. Bilim dışı, gerçek dışı iddiaların büyük bir hızla toplumdan destek bulmasının en önemli sebebi budur. Ama biz gerekli girişimler ve biraz çabayla bu eksikliğin ortadan kalkacağına inanıyoruz.